Fuar Sektöründen Haberler
Veri Tabanımızdaki Haber Sayısı: 3894 

UBM Türkiye Genel Müdürü Kerim Alain Bertrand: Sektörde daha fazla uluslararası nitelikte, daha yüksek kalitede, daha çok katılımcı ve ziyaretçi içeren fuarlara ihtiyaç var.

FuarPLUS olarak yeni yılın ilk söyleşisini UBM Türkiye Genel Müdürü Kerim Alain Bertrand ile gerçekleştirdik. Son yıllarda ülkemiz fuar ve iş etkinlik endüstrisine hızlı ve güçlü bir giriş yapan kuruluşun Genel Müdürü Sayın Bertrand ile yaptığımız söyleşinin detaylarını aşağıda bulacaksınız.    

Sayın Kerim Alain Bertrand, Genel Müdürü olduğunuz UBM Türkiye, ülkemiz fuar endüstrisine çok hızlı bir giriş yaptı.Öncelikle UBM hakkında genel çerçevesi ile okurlarımızı bilgilendirebilir miyiz?

UBM, yıllık geliri 2 milyar dolara yaklaşan, dünyanın lider etkinlik organizasyon şirketlerindendir. 40 ülkede 160 ofisi ve 6500’ün üzerinde çalışanı ile, gerçekleştirdiği tüm organizasyonlar ilgili ihtisas alanlarında uluslararası düzeyde birer referans etkinlik olarak gösterilmektedir.

 

UBM, organize ettiği her etkinlikte “sürdürülebilirlik” ve “kalite”ye getirdiği standardlarla, fuarcılık sektörünün çıtasını en üst seviyede tutmaktadır.

 

UBM, çok kısa sürede ülkemiz fuar endüstrisinin önemli aktörlerinden biri haline geldi. UBM’in ülkemiz fuar endüstrisine ilgisi devam edecek mi? Yeni yatırım haberleri bekleyebilir miyiz yakın gelecekte?

 

UBM, havacılıktan ilaç içeriklerine, bilişim ve iletişim teknolojilerinden gıda bileşenlerine, güvenlikten çağrı merkezlerine kadar dünyada bir çok farklı sektörde lider konumda etkinlikler düzenlemektedir.

 

UBM, birden çok ülkede gerçekleştirdiği çok sayıda markalaşmış fuar ile, gelirlerinin % 30’undan fazlasını ve karının yarısını gelişmekte olan ülkelerden elde eden bir gruptur.

 

Türkiye ekonomisinin  istikrarlı seyrinden dolayı  2010 yılında İstanbul Kuyumculuk Fuarı’nı satın alarak pazara  ciddi olarak adım atmış olan UBM grubu, 2012 yılında yaptığı daha kapsamlı yatırım ve satın almalarla Türkiye’deki konumunu daha da güçlendirmiştir.

 

UBM’in Türkiye’de dört ana hedefi bulunmaktadır. Birincisi, Türkiye ekonomisine uyarlanabilecek,  uluslararası düzeyde yüksek ilgi gören markalaşmış fuarlarımızın Türkiye’de gerçekleştirilmesi;  ikincisi, organik büyümenin yanı sıra, UBM grubuna sinerji katacak ve grubun Türkiye’deki büyümesine destek olabilecek satın almaların gerçekleştirilmesi; üçüncüsü, yurtdışında gerçekleşen, Türkiye’nin ihracat potansiyelini artırıcı etkinliklere Türk firmalarının taşınması ve dördüncüsü, Türkiye’de fuarcılık anlayışının ve standardlarının en üst seviyeye çekilmesidir.

 

UBM Türkiye ofisi olarak, 2012 yılı ile sektöre hızlı bir giriş yaptınız. Ofisinizin faaliyetleri ve 2013 etkinlik portföyünüz hakkında bilgi alabilir miyiz?

 

UBM’in 2013 yılında gerçekleşecek altı ana etkinliği bulunmaktadır. Bunlar, her ikisi de yılda iki defa gerçekleşen İstanbul Kuyumculuk Fuarı ve Anne Bebek Çocuk Fuarı, Medex Dalış & Su Sporları Fuarı, Fi İstanbul Gıda Bileşenleri Fuarı, IFSEC İstanbul Güvenlik Teknolojileri Fuarı ve Black Hat İstanbul Siber Güvenlik Eğitim & Seminerleri’dir.

2013 yılı ve ötesi kapsamında Food Ingredients Istanbul, Black Hat Istanbul  ve IFSEC dışında, okurlarımızın ilk defa bu söyleşide öğrenecekleri olgunlaşmış projeleriniz var mı?

 

İlaç Bileşenleri Fuarımızı (CPhI) 2014 yılında Türkiye’ye getirmiş olacağız. Ayrıca üçüncü havalimanının inşasına endeksli olarak, havacılık sektöründe tek örnek olan World Routes’u Türkiye’ye kazandırmış olmayı hedefliyoruz. Bunların dışında, diğer başka sektörlerde de çeşitli fuar projeleri üzerinde çalışmaktayız.

 

Belki erken bir soru olacak ama UBM’in ülkemizdeki fuar yatırımları ilk sonuçları itibari ile, kuruluşun beklentilerini karşıladı mı?

 

UBM olarak Türkiye’deki yatırımlarımıza uzun vadeli bakıyoruz. Bu pazarda da liderliğe oynamak ve Türkiye’yi fuarcılık sektöründe bir merkez üs haline getirmek için çalışıyoruz.

 

Sizin kişisel olarak UBM Türkiye Genel Müdürü olana dek fuar endüstrisi ile ilişkiniz ne seviyede idi? Katılımcı ve ziyaretçi tarafında mı yoksa hizmet tarafında mı yer aldınız geçmiş kariyerinizde?

 

Fuarcılık sektörüne girişim, UBM’e katılmam ile 2012 yılında gerçekleşmiştir. Bu göreve getirilmemdeki temel neden, yöneticilik vasıflarım ve uluslararası bir şirketin Türkiye pazarında başarılı konumlandırılmasındaki tecrübem ve birikimimdir.

Geçmiş deneyimleriniz ışığında ülkemiz fuar endüstrisinin gelişmeye açık ve rekabetçi yönlerini öğrenebilir miyiz?

 

Türkiye fuarcılık sektörü altın çağına girmiş bulunmaktadır. Gerek devletin bu sektöre verdiği önemin artması, gerek Türkiye’nin ekonomik potansiyelinin dünya genelinde kabul görmesi ve gerekse UBM gibi uluslararası şirketlerin Türkiye’ye  yapmış olduğu yatırımlar, Türkiye’de fuarcılık sektörünün hızla büyüyeceğinin güvencesidir.

 

UBM; kurumsal yönetim ilkeleri, adil fiyatlandırma, iş güvenliği ve sürdürülebilirlik standardlarına verdiği önem sayesinde, hem sektörün hem Türkiye ekonomisinin gelişimine önemli bir katkı sağlamış olacaktır.

 

Fuar endüstrisinin hizmet verdiği sektörler, resmi kurumlar ve kent bileşenleri ile ilişkisi hangi seviyede sizce?

 

Türkiye’de bu ilişkiler henüz  emekleme aşamasında. Fuarcılık sektörünün, sadece organizasyon tarafında değil, aynı zamanda fuar alanı kiralama alanında da daha yüksek standartları getirecek regülasyonlara ihtiyacı var. Bunun mümkün olabilmesi için, daha fazla uluslararası nitelikte, daha yüksek kalitede, daha çok katılımcı ve ziyaretçi içeren fuarların yapılıyor olması gerekiyor. Bir fuarın; yapıldığı şehrin, ülkenin ekonomisine katkısı, belli bir ebattan sonra katlanarak artıyor . Dolayısı ile fuar endüstrisinin önemi; hizmet verdiği sektörler, kentler, resmi kurumlar, dernekler ve  odalar için gün geçtikçe artıyor. Ancak sektör, esas ivmeyi bu gelişimin bir devlet politikası halini alması durumunda kazanacaktır.

 

Global fuar endüstrisindeki yönelimler ve bunun ülkemiz fuar endüstrisindeki yansımaları hakkında görüşlerinizi öğrenebilir miyiz?

 

Fuarlar, bir sektörde sadece hizmet/mal alan ile satanı biraraya getiren bir etkinlik değildir, olmamalıdır. Yani fuarların tek amacı bir pazar yeri oluşturmak değildir. Fuarların aynı zamanda; ilgili sektörün tüm bileşenlerinin biraraya getirildiği, inovasyon  ve sektör potansiyellerinin engeller ve zorluklar ile beraber tartışıldığı, çözümlerin sunulduğu, katılımcı firmalara çok yeni ve küresel pazar olanaklarının sunulduğu bir buluşma noktası olması gerekir.

 

Örneğin, Frankfurt’ta iki senede bir organize ettiğimiz FIE (Food Ingredients Europe)  Avrupa Gıda Bileşenleri fuarında bir Türk katılımcı firma, hiç beklemediği bir anda Avustralya’dan gelen bir ziyaretçi sayesinde giderek genişleyen  yepyeni bir pazar kazanmıştır. Bu firma,  ilgili pazarın da artık en büyük tedarikçilerinden birisi olmuştur. Bu ve benzeri örnekler  bizler için,  hem Türk olarak, hem de UBM çalışanı olarak, birer gurur kaynağıdır.

 

Sayın Bertrand söyleşimiz için ayırdığınız zaman ve paylaştığınız değerli bilgiler için kuruluşumuz ve okurlarımız adına çok teşekkür ederiz.

 

Messe Frankfurt
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam
Reklam